Haber

CHP ve HEDEP’lilerin ‘AYM’ önerileri reddedildi: ‘Bu bir isyandır’

CHP Grubu’nun, “Özellikle Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay hakkındaki ihlal kararının Yargıtay ve Yargıtay tarafından tanınmaması davasında, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı niteliğine uymama nedenlerine ilişkin genel tartışma” Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusu” ve HEDEP’in “AİHM ve Anayasa Mahkemesi” önerisi Grubun “tarafların uymaması halinde ülkenin daha fazla kaosa sürüklenmemesi” yönündeki önerisi AK Parti’nin oylarıyla reddedildi TBMM Genel Kurulu’nda MHP’li milletvekilleri var.

BERBEROĞLU: YASAL ZORBALIKLARI TOLERAM ETMEK ZORUNDA DEĞİLİZ

ANKA’nın haberine göre, CHP Grubu’nun teklifinin nedenini açıklayan İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, şunları söyledi:

“Bütün bunları sana getiren benim. 8 yıllık dava sürecinin ardından Anayasa Mahkemesi kararıyla döndüğümden beri açılan yol şu anda tartışılıyor. Bakın ben 8 yıldır milletvekiliyim ve bu 8 yılın ancak 6’sını Meclis’te geçirebildim. Geri kalanı ya cezaevinde ya da milletvekili üyeliğim iptal edildiği için geçti. Sonuç neydi? Anayasa Mahkemesi bir kuralın, bir yasanın haksız yere ihlal edildiğini kabul etti. Bana parlamentodaki koltuğumu geri verdi. Son sekiz yılın sıkıntılarını kabul etmemek, sorunu görmemek, körü körüne hakimleri, hakimleri birbirine düşürmek bu aziz Meclise yakışır mı? Kitabın ortasından soruyorum.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin istediğini yaparsanız bu benim. Ben kanın, ruhun ve etin bir örneğiyim. Bütün bunları yaşamak zorunda değilim. Başka bir milletvekilinin de yaşamasını istemiyorum. Burada gerçekler konuşulmuyor. Yargıtay 3. Ceza Dairesi Meclis’e parmak sallayarak diyor ki: Can Atalay’ın kararını neden okumuyorsunuz? Diğer iki Meclis Lideri buradaki kararımı okumadı. Yargıtay 3. Dairesi artık aklını başına topladı mı? Anayasa Mahkemesi belgenin orijinalini incelemedi. Şöyle dedi: Anayasanın 83 ve 84. maddeleri dokunulmazlığı tanımlıyor. Yargıtay ilk başta milletvekili üyeliğimi tanımadı. Bana 3-4 ay cezaevinde eziyet çektirdi. Anayasa’nın 83. maddesine göre kararla kararı kaldırdı ve kararı Meclis’e bıraktı. Bu belgede tutarlılık yoktur. Bunu da yapmadı.

Bunu bana açıklayın: Anayasa Mahkemesi kendisini nasıl başka bir mahkemenin yerine koyuyor? Anayasanın hükmü açıkken bir milletvekilini yargılamayın diyor. Milletvekili olduktan sonra istediğini yapabilirsin diyor. Belgem şu anda 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bekliyor. Eğer bir daha milletvekili olamazsam bu durumda gidip yargılanacağım. Anayasa Mahkemesi bizi cezasız bırakmıyor. Bize sadece milletvekili dokunulmazlığını hatırlatıyor. Rastgele bir bölümün parmak sallanmasına tahammül etmek zorunda değiliz; Yasal zorbalığa tolerans göstermek zorunda değiliz.

Buradaki sorun iktidar ortakları arasındadır. Bu ortaklar kendi aralarında karar verecekler. Ya bu ülkede milletvekili olmak artık herkesin kendi yetkisini kendisinin belirlediği özgür bir statü olmayacak, ya da işler çok daha karmaşık bir hal alacak. “Bireysel başvuruları kısıtlama yanılgısı ikramiye verilerek sürdürülürse Türkiye’nin kalkınmasının finansmanı zorlaşır.”

‘YÜCE MAHKEME BAŞINDAN BERİ DEVAM EDEN HUKUKSUZLUĞU DURDURDU’

İYİ Parti Kümelenmesi adına Tekirdağ Milletvekili Selcan Yamşıoğlu da şöyle konuştu:

“Hukuk devletinde Yargıtay’ın ya da bu nitelikteki bir mahkemenin bu sınırlamaları ve yetkileri aşması imkânı ve imkânı yoktur. Ne yaptığınızın farkında mısınız? Anayasa Mahkemesi üyelerini görevini yapmamakla itham etmek ne demektir? Sizce bundan sonra hangi meşruiyetle var olabilir? Yargıtay, başından beri devam eden hukuksuzluğa kaşlarını kaldırdı. “Sadece tuzun kokmasına neden oldu.”

‘CEZA RAPORU İLE DAVET EDİLMESİ GEREKEN MAHKEME MAHKEME ÜYELERİDİR’

Saadet Partisi Kümelenmesi adına Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, teklifle ilgili şunları söyledi:

“Yargıtay 3. Dairesi bir karar veriyor. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararın üstünde olduğunu söylüyor. 2007’de AKP’nin kapatma davası açıldığında Yargıtay Başsavcısı böyle deseydi, Anayasa Mahkemesi olmasaydı kapatılırdınız. Demek ki Anayasa Mahkemesine de ihtiyaç var.

Yapılan şu: Bir yandan yargıya gözdağı verebiliriz, bildiriler yayınlayabiliriz, istediğimizi yaparız diyorsunuz. Türkiye bu yargının bağımsız olmamasının bedelini ağır ödedi. Bir yandan Türkiye’ye aidiyet duygusunu geliştiremezsiniz, Türkiye’nin ekonomik seviyesini geliştiremezsiniz. Hiçbir ülke buraya yatırım yapmaz. Anayasa Mahkemesi üzerinde vesayet kurmaya çalışmayın. Anayasa Mahkemesi üyelerine sesleniyorum: Siz de zaman zaman burada cömert görüşlerde bulunuyorsunuz. Orada eleştirebiliriz; Yargı yanlış ve eksik kararlar verebilir. Buna saygı bile duymayabiliriz. Ama bugün Yargıtay kesinlikle doğru bir karar vermiş değil. Yetkilerini aştı. “Temel hataları bildirmesi gereken Yargıtay üyeleridir.”

‘BU KARARIN ÖZETİ BİR DARBE MUHTIRASIDIR’

HEDEP Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, teklifle ilgili şöyle konuştu:

“Yargıtay 3. Ceza Dairesi, kararıyla Türkiye halkına aynen şunu söyledi: Ey Türkiye halkı. “Artık hiçbiriniz yasal olarak korunmuyorsunuz” dedi. Ayaklarına dikkat et. “Sizi her an bu tür emsallerle yargılayacağız” dedi. Bana sorarsanız bu kararın özeti darbe muhtırasıdır.”

HEDEPLİ EREN: BU BİR İSYANDIR

HEDEP’in bugünkü genel görüşme önerisinin görüşüleceği “AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmaması durumunda ülkenin daha fazla kaosa sürüklenmemesi” yönündeki grup teklifi de AK Parti ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. TBMM Genel Kurulu. Teklifin gerekçesini açıklayan HEDEP Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, şunları söyledi:

“Yargıtay, AKP ve MHP iktidarı tarafından Anayasa Mahkemesi’ne kayyım olarak atandı. Bu sorun artık Can Atalay sorununun ötesine geçti. Bu sorun artık Sayın Demirtaş sorunu olmaktan çıktı, bu sorun artık sorun olmaktan çıktı. Kavala sorunu, bu topluma savaş açma durumudur. 2015’ten fiili olağanüstü hal rejimine Bugün anayasaya aykırı hale gelen Türkiye’de yaşananlar, yeni bir darbe girişimidir. Yargıtay’ın bu tutumu bir bildiridir. Anayasa Mahkemesi ve Meclis iradesini ortadan kaldırarak hakimlerden oluşan bir hükümet kurmaya çalışmak isyandır.
Yargıtay’ın seçilmiş milletvekillerine ilişkin hak ihlallerini uygulamayarak Anayasa’ya aykırı olan kararını Meclis’e gönderiyor, açık talimat veriyor ve ‘Atalay’ın görevden alınmasına yönelik süreçleri başlatın’ diyor. Bu, Meclis iradesi üzerinde vesayet kurma girişimidir. Yargıda vesayetin kaldırılması vaadiyle iktidara gelen AKP iktidarı, bırakın vesayeti kaldırmayı, kaldırmayı ummadığı bir şekilde yargıyı vesayet altına aldı. Bugün eski Bakanınız ne dedi biliyor musunuz, ‘Vesayet güçlerinin kontrolündeki Kemalist militan yargıdan çekildik? “Tam vesayet kalkmışken bu sefer kendi militan yargımızı oluşturduk” dedi. “Bu bir itiraftır.”

‘ANAYASAL SONUÇLARI TANIMAYAN HAKİM BU ÜLKEDE BAKAN YARDIMCISI YAPILIYOR VE ÖDÜLLENDİRİLİYOR’

Saadet-Gelecek Partisi Kümelenmesi Genel Başkan Yardımcısı İsa Messi Şahin, elinde anayasa kitapçığı ile kürsüye gelerek şunları söyledi:

“Bugün Türkiye’de yaşadığımız sorun, hukuki bir kriz, her şeyden önce bir devlet krizidir. Yargıtay kurumu ülkede yasama organını düzeltmeye çalışıyorsa buna kriz denir. Tanımayan bir hakim, Anayasa Mahkemesi kararları bu ülkede bakan yardımcılığına getirilip ödüllendiriliyor, kusura bakmayın bu bir güven iklimi sorunudur, mesele “Türkiye’yi anayasadan çıkarma düşüncesidir. Mesele Türkiye’deki klik yapısının Türkiye’yi otoriter bir devlete dönüştürme çabasıdır.”

‘CEMİYETLER VE SUFİTLER DEVLETİN TÜM KURUMLARINDA TOPLANMIŞ OLDUĞU İÇİN BU NOKTAYA GELDİK.’

Teklif üzerine DÜZGÜN Partisi adına Antalya Milletvekili Uğur Poyraz şöyle konuştu:

“Bu noktaya nasıl geldik? Her dönemde güçlüye göre karar vermeyi düstur edinen yargının çaresizliği yüzünden siyasetin kabus gibi çöküşünden geldik. Liyakat ve değeri ön planda tutan bir anlayıştan geldik. arka planda yetkinlik ve sadakat merkezli.Bu noktaya nasıl geldik?Cemaatlerden, mezheplerden geldik.Yurttaşlık ilişkilerinin yargı dahil devletin tüm kurumlarında kümelenmesi nedeniyle bu noktaya geldik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve bunun sonucunda herkesi atayan tek bir iradenin bulunması nedeniyle bu noktaya gelinmiştir.13 Ceza Dairesi üyelerinin nasıl bir yapı ve düzende olduğu konuşulmaktadır.Hepimiz biliyoruz, öyle. Meğerse Yargıtay’ın ilgili ceza dairesine sormamız gerekiyor, “Onun üyelerinin nasıl bu kadar cüretkâr davrandığını tartışmalıyız.”

‘HUKUKA, ADALETE VE DEVLETE GÜVENİMİ YOK’

Teklif üzerine CHP adına konuşan İzmir Milletvekili Deniz Yücel, şunları söyledi:

“Bu karar elimde gördüğünüz Anayasa’ya ve kozmik hukuk normlarına hakarettir. Dün alınan karar hukuki bir karar değil, siyasi bir karardır. Bu sıralarda oturmak zorunda olan bir milletvekilinin demokratik hakkıdır.” , yasama faaliyetinde bulunma hakkı ve en önemlisi insan hakkı ihlal ediliyor. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi’ni aradı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni de tehdit etti. Yargıtay’a suç duyurusunda bulunuldu. Hukuka aykırı davranmak her bakımdan rezalettir. Bir yüksek mahkeme anayasal düzeni reddedemez. Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi kararlarına uymaması hukuki olarak açıklanamaz. Bu eylemler seslendirilmezse ve sert bir tepki gelmezse Hemen evlerini terk etmek zorunda kalacaklar. “Bizi takip eden vatandaşlarımızın hukuka, adalete, hatta devlete güveni kalmayacak.” (HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu